Kefalet Sigortası ile sigorta şirketi, sigortalının “kefili” olmakta ve sigortalı, kuruma olan borcunu yerine getirmediği takdirde kurumun maruz kaldığı zararları tazmin etmeyi taahhüt etmektedir.
Kefalet Sigortası, bankaların düzenlemiş olduğu teminat mektubu işlevine sahip bir sigorta ürünüdür.
Değişen piyasa koşulları ve artan riskler, sigortacılıkta da yenilikleri beraberinde getirirken, sağladığı maliyet avantajları ve diğer unsurlarla birlikte Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik ülkelerinde yaygın bir şekilde kullanılan Kefalet Sigortası, ülkemizde de uygulanabilir hale gelmiştir.
Hazine Müsteşarlığı (2014a) tarafından yayımlanan, “Kefalet Sigortası Genel Şartları” ve Resmi Gazete’de (2014b) de yayınlanan “Sigorta Branşlarına İlişkin 2007/01 no’lu Tebliğ”e ek olarak, 30261 sayılı Resmi Gazete’de (2017) “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayınlanmış ve bu şekilde Kefalet Sigortasının yasal altyapısı oluşmuştur.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. ve 34. maddelerinde değişiklik yapılarak firmaların kamu ihaleleri dâhil olmak üzere tüm ihalelerde teminat olarak Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından Kefalet Sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerini ihale makamlarına vermeleri mümkün kılınmıştır.
Ülkemizde yasal altyapısı uygun hale getirilmiş ve teminat türleri tanımlanmış olan bu ürünün uygulaması ve muhtemel etkileri Türk finansal kesimi için önem arz etmektedir. Başta bankacılık sektörü olmak üzere ilgili tüm paydaşlara etkisi olacaktır.
İhalelere katılım için geçici, kesin ve avans kefalet senedi olmak üzere 3 çeşit kefalet senedi düzenlenmektedir.